info@ahmetonal.com.tr

Meme Hastalıkları

Meme kanseri bir çok ülkede, kadınların en korkulu sağlık sorunu olma özelliğini taşımaktadır. Günümüzde ABD’ de, sekiz kadından birisi meme kanserine yakalanmaktadır. Bu oran Avrupa ülkelerinde on kadında birdir. Türkiye’ de her yıl 30 bin kadın meme kanserine yakalanmaktadır. Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanseri daha sık görülür. Bu özelliklere risk faktörleri adı verilir. Evlenmemiş ve çocuk doğurmamış olmak, emzirme süresinin kısa olması, adet görmeye erken yaşta başlanması ve ileri yasa kadar devam etmesi, anne, teyze yada kız kardeşlerde meme kanseri görülmesi ve hormon tedavisi görmek bunlar arasında sayılabilir.Bu risk faktörlerini taşıyan kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez. Sadece, bu faktörleri taşımayanlara göre, daha fazla meme kanserine yakalanma olasılıkları vardır. Bu faktörleri taşımayan kişiler de meme kanserine yakalanabilirler. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörlerini hiç taşımamaktadır. Bu nedenle, risk faktörlerinin taşımayan kişiler de olağan kontrollerini yaptırmalıdırlar.

Memede tespit edilen her kitle kanser demek değildir. Doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık %60’ında görülen fibrokistik meme hastalığı en sık rastlanan sebepdir. Tanısı muayene ve ultrason ile konur. Büyük boyutlara ulaşmadığı ve risk teşkil etmediği sürece periyodik olarak izlenen iyi huylu bir meme hastalığıdır. Memedeki lezyonların saptanmasında kadınların kendi memelerini muayene edebilmeleri çok önemlidir. Sertlik ya da kitle fark edilmesi,başından kendiliğinden ya da sıkmayla akıntı olması, meme basının içeriye çekilmesi, ciltte çöküntü ya da portakal kabuğu görünümünde olması, meme ucunda ekzemaya benzer erozyon ve ıslaklık olması, meme cildinde kızarıklık olması , damarlanmanın artması, memede ve kolda ödem olması gibi bir problem tespit edildiğinde veya rutin olarak genel cerrahi hekimine başvurulması, meme kanserinin erken bir dönemde teşhis edilmesini sağlar ve dolayısıyla tedavide başarı şansı artar.

50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50 yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazladır. Bu nedenle, 50 yaş üzerindeki her kadın, mutlaka yılda bir defa hekime baş vurarak muayene olmalı ve mammografi dediğimiz meme filmini çektirmelidir. Meme kanserinin ön tanısı muayene, ultrason ve mammografi ile konur. Kesin tanı için mutlaka şüpheli bölgeden eksizyonel biopsi yapılması gerekir. Meme kanseri cerrahisinde çok hızlı gelişmeler olmaktadır. Meme kanseri tespit edilmiş hastaların kanserin boyutuna göre, tedavi yöntemleri değişmektedir.. Erken dönemde gelen hastaların tedavisinde mastektomi adı verilen memesinin tamamının alınması gerekmemekte, sadece tümörlü kısım etrafındaki sağlam doku ile çıkartılmaktadır. Erken tanı konmuş olgularda Meme Koruyucu Cerrahi (koltuk altı disseksiyonu) artık standart haline gelmiştir. Eğer koltuk altında yayılma varsa, tedaviye radyoterapi veya kemoterapi ilave edilmektedir. Meme biopsi ameliyatları sonrası hastalar aynı gün taburcu edilmektedir. Meme tümörü cerrahilerinde ise hastalar 1 veya 2 gün sonra taburcu edilebilmektedir. Patoloji sonucuna göre ameliyat sonrası tedavi düzenlenmektedir.